7. Mekân ve Çevre Temizliği
Sağlıklı yaşamanın öncelikli şartı temizliktir. Bedeni, elbiseleri ve yaşadığı ortam temiz olan insanlar kendilerini daha rahat, mutlu ve huzurlu hissederler. Buna karşın elbiseleri ve çevresi kirli kimseler hem kendileri huzursuz olurlar hem de başkalarını rahatsız ederler. Kirli ortamlarda mikroplar ürer, bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkar. Bütün bunlardan dolayı temizliğe önem vermek her insan için bir zorunluluktur.

Her Müslüman, çevre temizliğine önem vermelidir.
Atalarımız, “Arslan yattığı yerden belli olur.” demişlerdir. Bu söz, insanın, içinde yaşadığı ortamı temiz tutması gerektiğine işaret etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) de temizliği imanın yarısı olarak nitelemiş 27, böylece dinimizin temizliğe verdiği önemi açıkça ortaya koymuştur. Kutsal kitabımızda yer alan hem genel temizlikle hem de abdest ve boy abdestiyle ilgili emirler, Müslüman’ın temizliğe önem vermesi gerektiğini göstermektedir.
Dinimize göre bedenini ve elbiselerini temiz tutan bir kimse, içinde yaşadığı mekânı da temiz tutmalıdır. Temizliği imanın gereği olarak görmeli, çevre temizliğine önem vermelidir. Oturduğu ev ya da apartmanın girişini, merdiven boşluklarını ve bahçesini kirletmemelidir. İçinde yaşadığı evden başlayarak mahallesinin, şehrinin, hatta bütün ülkenin temizliği için başkalarıyla yardımlaşma içinde çalışmayı ilke edinmelidir. Temizlik kurallarına uymayanları, çevreyi kirletenleri güzel bir dille uyarmalıdır. Bütün vatandaşlar; sokakları, caddeleri, şehirleri temiz ve bakımlı bir ülkenin herkese huzur vereceğini bilmelidir.